CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba;
"Okudun doktor oldun, 'Giderlerse gitsinler' diyen bir Cumhurbaşkanı, para sayma işareti yapan Sağlık Bakanı, 'Bunların boğazını sıkın' diyen milletvekilleri bu bütçeyi hazırlıyor. MESEM’e yolun düştü; vallahi billahi ölebilirsin. Bu ülkede çocukken ölmek serbest, ölümleri protesto etmek yasaktır çünkü. Bu ülkenin çocukları eksilerek büyüyor, hayalleri küçülüyor, hayatları dağılıyor. Neden biliyor musunuz? Saraylarınız büyüsün diye, ihaleleriniz çoğalsın diye, vatandaş değil yandaş kazansın diye, çeteleriniz artsın diye, en önemlisi de pudracı gençleriniz mutlu olsun diye" dedi.
TBMM Başkanvekili Celal Adan’ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu'nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi görüşülüyor. Grubu bulunan siyasi partilerin temsilcileri maddeler üzerindeki görüş ve önerilerini dile getiriyor.
Teklifin beşinci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz alan Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın, DEM Parti sıralarına seslenerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin valisinin, kaymakamının ve komutanının hedef gösterildiğini dile getirdi.
DEM Parti'nin Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarına ilişkin hazırladığı rapora atıfta bulunarak;
"Özel harekat, operasyon timleri ve askerî birlikler geri çekilsin" yönünde ifadeler bulunduğunu söyleyen Aydın, "Terörist saklansın, devlet çekilsin, millet yalnız kalsın, öyle mi? Bu bir barış planı değildir, güvenlik boşluğu planıdır. Bu, devleti geriye çekip teröre alan açma planıdır" dedi.
Raporda yer alan "barış yasası" ve "demokratik entegrasyon" ifadelerini de eleştiren Aydın, bunun terörün kadrosunun, dilinin ve hedeflerinin sisteme taşınması anlamına geldiğini belirtti. Aydın, şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi Cumhur İttifakı milletvekilleri, sizlere soruyorum: Şehit analarının gözyaşlarına hangi umut hakkı cevap olacaktır? 'Suça karışmamış PKK’lı' diye yeni bir şey uydurdunuz. Bu söz hukukun değil, teslimiyetin göstergesidir. Silahlı örgüte üyelik suç değil midir? Dağda roket taşıyıp, mayın döşeyen, hiyerarşinin içine girip de sonra 'Ben bu suça karışmadım' demek ne demektir? Bu, milletin aklıyla alay etmektir.
Şimdi terör örgütünün temsilcileri DEM sıralarına dönerek söylüyorum: Sizin derdiniz barış değildir. Sizin derdiniz Cumhuriyetin kurucu iradesiyledir. Siz millet olmanın şerefine dudak büküyorsunuz. Siz 'yapay sınırlar' diyerek vatan toprağına dil uzatıyorsunuz. Şimdi iktidara sesleniyorum. Terör sevicilerine bu yüzü veren sizsiniz. Onların sözlerini, raporlarını müzakere metni gibi dolaştıran sizsiniz. Bunlara göz yuman da sizsiniz. Devlet, terörün ve teröristi aklama tuzağına düşmemelidir."
Aydın'ın DEM Parti sıralarına yönelik konuşmasına milletvekilleri de tepki gösterdi. DEM Parti Hakkari Milletvekili Öznur Bartın;
"Sen kimsin ya, sen kimsin; haddini bil, haddini. O kürsüye her çıktığınızda bize hakaret etmekten başka bir şey yapmıyorsunuz. Hoşuna gitmiyor değil mi savaşın bitmesi? Gitmiyor çünkü siz şer odaklısınız. Ölümden besleniyorsunuz, kandan besleniyorsunuz. Barıştan niçin bu kadar korkuyorsunuz, barıştan niçin bu kadar korkuyorsunuz söyler misin" ifadesini kullandı. DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez ise "O kirli ağzına bir daha DEM Parti'yi alma" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, İYİ Partili Aydın'ın konuşmasını grubu adına kınadığını belirterek;
"Meclis'teki komisyona katılmayıp gerçekleri saptırarak bunu bir polemik malzemesi, bir siyasi rant hâline getirmelerini ve asıl toplumu bu şekilde zehirlemeye çalıştıkları için kendilerini kınıyorum" ifadesini kullandı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de Aydın'ın DEM Parti'nin hazırladığı rapora ilişkin konuşmanın gerçeği yansıtmadığını söyleyerek;
"Raporumuz, bugüne kadar söylediklerimizin yazıya dökülmüş yol haritasını içeren, Kürt sorununun demokratik çözümüne dair sözlerle, cümlelerle doludur" diye konuştu.
Kürt ve Türk halkarının eşitliği, barıış ve ortak vatan için siyaset yaptıklarını ve mücadele ettiklerini ifade eden Koçyiğit,
"Ama görüyoruz ki Kürt ve Türk barışını engellemek isteyen süreç karşıtları var. Bu süreç karşıtlarının arkasında norm dışı devlet odakları olduğu açık ve nettir" dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, Aydın'ın konuşması ardından başlayan tartışmaya ilişkin;
"Kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi hissetmeyen, kendileri gibi olaylara yaklaşmayanlıları dinlemeye tahammül edemeyen bir kafa var. Biz burada düşüncelerimizi söylüyoruz. 'Bu faşist devlete biz entegre olmayız' dedirttirirseniz bu dil işte zehirli ve şiddeti isteyen bir dildir. Ya, ne istiyorsunuz? Kalkalım 'Harikasınız ya, muhteşemsiniz, harika işler yapıyorsunuz'. Bu nasıl bir despotluktur ya. Biz fikirlerimizi söylemeye devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba, bütçeyi gençlerin yaşam koşulları üzerinden anlattı. Karaoba, bütçenin rakamlardan ibaret olmadığını belirtereki,
"Gerçek bütçe rakamlarda değil, hayatta görülür. Çocukların tabağında, öğrencinin yurdunda, işçinin mesaisinde, çiftçinin tarlasında ve gençlerin hayalinde görülür" dedi.
AK Parti döneminde doğup büyüyen gençlerin yaşadıklarını anlattığını söyleyen Karaoba, sağlık sisteminden eğitime, istihdamdan barınmaya kadar birçok alanda sorunlar bulunduğunu ifade etti. Karaoba;
"Şans eseri yaşıyorsun, büyüdün, okula başladın; sınıflarını temizleyemeyen, bir öğün yemek veremeyen bir Bakanlığın var. Bu ülkede çalışkan bir öğrenci olmanın yetmediğini ilk o zaman anlıyorsun. Bu ülkede birini tanımak her şeye yetiyor. Kartal İmam Hatip Lisesi mezunu değilsen işin çok zor, yükselmen mümkün değil" dedi.
Karaoba, sözlerine şöyle devam etti:
"Okudun doktor oldun, 'Giderlerse gitsinler' diyen bir Cumhurbaşkanı, para sayma işareti yapan Sağlık Bakanı, 'Bunların boğazını sıkın' diyen milletvekilleri bu bütçeyi hazırlıyor. Hemşire, ebe, psikolog, tekniker, diş hekimi; birçok meslekten mezun oldun, atama şansın yok. Başka bir meslek sahibi olmak istedin ve staj yapman gerekiyor. Milletin egemenliğini sağlayan Meclis'e de kabul aldın ama taciz edilebilirsin. MESEM’e yolun düştü; vallahi billahi ölebilirsin. MESEM’de ölen kardeşlerini protesto yaptın, cezaevindesin. Neden biliyor musunuz arkadaşlar? Bu ülkede çocukken ölmek serbest, ölümleri protesto etmek yasaktır çünkü. Bu ülkede Milli Eğitim Bakanları kendilerine özel kararnameyle o koltuklarda oturuyor.
Bu ülkenin çocukları eksilerek büyüyor, hayalleri küçülüyor, hayatları dağılıyor. Neden biliyor musunuz? Saraylarınız büyüsün diye, ihaleleriniz çoğalsın diye, vatandaş değil yandaş kazansın diye, çeteleriniz artsın diye, en önemlisi de pudracı gençleriniz mutlu olsun diye. Bu ülkenin tüm çocukları adına size yazıklar olsun diyorum. AKP Türkiyesinde tatile giderken Kartalkaya’da yanarak ölebilirsin; Dilovası’nda çocuk işçisindir, ruhsatsız iş yerinde yanarak ölürsün. İşte isyan etmekte haklısın; çünkü bu bütçe halkın bütçesi değildir. Bahis çetelerinin, diploma çetelerinin, yenidoğan bebekleri öldürenlerin, ihracat çetelerinin, depremde çadır satanların bütçesidir. Bu bütçe halkın bütçesi değildir. Umutsuzluğa kapılma genç kardeşim."




