102. yılı kutlarken

Şartlar ne olursa olsun Cumhuriyeti özenle koruyacağız. Gerçi çok tartışmalı, çok elektrikli, çok gergin bir ortamda giriyoruz 103. yıla. Ama kimsenin şüphesi olmasın, Atatürk’ümüzün çizdiği çizgiden milim sapmayacağız, kimseye de yol vermeyeceğiz.

Bakmayın siz yobazların aynı anda çeşitli şehirlerimizdeki hilafet yürüyüşlerine. Takmayın kafayı Cumhuriyet savcılarının sessizliğine. Laikliğe ve Anayasaya aykırı gelişmelere bakıp moralinizi bozmayın sakın. Kolay kurulmadı bu Cumhuriyet .102 yıl önce de vardı aynı istekler, hilafetten ayrılmayız çığlıkları, entrikalar ve kumpaslar.. Hatta suikast teşebbüsleri bir asır içinde de yaşandı. Ermeni ve Kürt çeteciler, aşiret ağaları hiç rahat durmadılar ki. Her fırsatta dişlerini göstermeye, Cumhuriyetin önünü kesmeye çalıştılar da ne oldu?

Türk’ün şakası yoktur. Kalbi bu aziz vatanın iyiliği için çarpan milyonların sessizliğine aldanmasın kimse. Efendi, edepli, terbiyeli bir milletiz. Ama bir yere kadar. Türk’ün ayağına basarsan, pek oralı olmaz, cahilliğine verir, güler geçer. Ama gırtlağına çökmeye çalıştın mı, toprağına göz diktin mi, vatanının üzerinde paçavraları bayrak diye gezdirmeye kalktın mı, Türk’ten kaçacak, saklanacak delik bile bulamazsın. Bu vatanın üzerinde yaşayan herkes eşit haklara sahiptir. Ülkenin imkanlarından hepimiz yararlanıyoruz.

Çoban Sülü’yü bu millet Cumhurbaşkanı yaptı. Milletin tümünü sevgiyle kucaklayan Turgut Özal’a Kürt denilmedi mi siyasi platformlarda? Kürt olup olmadığına baktı mı millet? Sandıkları patlatarak oturttu onu Atatürk’ümüzün koltuğuna. Bu devlet Kürt Başbakanlar, Kürt Meclis Başkanları, Kürt Milletvekilleri, Kürt Bakanlar, Kürt Generaller, Kürt Vali ve Emniyet Müdürleri tarafından yönetildi yıllarca. Kürt diye önü kesilen, hak ettiği makama getirilmeyen kimseyi tanıdı mı bu toplum? Bu Kürt ayrılıkçılığı dış güçlerin oyunu. Türkiye’yi bölüp parçalamak için, yıllardır ne mümkünse yapıyorlar. Bizi birbirimize düşürdüler, topraklarımıza soktukları canilerle terör estirdiler, insanlarımızı katlettiler.

Bizim de yanlışlarımız yok değil tabii. Sen sınırdaki mayınları sökersen, Türk düşmanları da planlı olarak milyonlarca mülteciyi canlı mayın olarak sokarlar aramıza. Şimdi pirincin taşını ayıklamaya çalışacağız. Zor, çok zor ama başaracağız bunu. Dünyanın Müslümanlarını korumak, doyurmak, yardım etmek bizim işimiz mi? Evet merhametli milletiz, düşkünün yardımına koşarız hepimiz. Ama bizim Müslümanımız zor durumdayken, geçim sıkıntısı çekerken, enflasyonun altında inim inim inlerken, dünyanın yardımına koşmak niye? Zengin Arap ülkeleri oralı değil, petrol babaları gözlerini kapatmışlar, kulaklarını tıkamışlar, bizden başka kimsenin sesi çıkmıyor dünyada. Kimse elini cebine atıp, destek olmuyor yardım etmiyor mağdur Müslümanlara.

Büyük Ortadoğu Projesi sağlam adımlarla hedefine ulaşmaya çalışıyor. Nedir bu hedef..? 40-50 yıl önce yazılmış kitaplarda bile yer alıyor. Anadolu toprakları üzerinde Kürt devleti kurulacak, Ermeniler ve İsrailliler bize sarkarak sınırlarını iyice genişletecekler. Biz de İç Anadolu ile Marmara arasında sıkışık yaşayacağız. Plan ve niyet bu, özetle parçalayacaklar bizi. Bu niyet ve planı görmezden gelip, terörsüz Türkiye saflığıyla yürümek, PKK Türkiye’den çekiliyor rüzgarına aldanmak, benim gibi Türkiye sevdalıları için doğru ve inandırıcı hareketler değil. PKK Amerika’nın yardımıyla iyice güçlendi, modern ve ağır silahlarla donandı, ordusunu bile kurup konuşlandığı Suriye’ye kafa tutmakla kalmıyor, silahlarını bize çevirmiş bekliyor.

Keşke PKK silahların tümüne veda etse, ortadan kaybolsa da Türkiye rahatlasa. Ama kazın ayağı öyle değil işte. Öyle olmadığını halen TBMM Başkanvekilliği yapan Pervin Buldan ile Kandil’den tehditlerini sürdüren Karayılan’ların, Bayık’ların sözlerine bakarsanız hemen anlarsınız. Neyse pişmiş aşa su katmayalım, yaşayıp göreceğiz her şeyi. İnşallah ülkeyi yönetenlerin hayalleri gerçekleşir de, ülkemiz hayati sorunlarından birini çözer.

Diyeceğim o ki, kimse Cumhuriyetin geleceği üzerinde kumar oynamaya kalkışmasın. Sakın ateşle oynamasın, ateşe benzin taşımasın. Ne Kürtçülük tehlikesi, ne siyasilerin Anayasa değişikliği hesapları nede dinin siyasete dibine kadar alet edilmesi Atatürk Türkiye’sine, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve Cumhuriyetimize zarar veremez. Bu konularda yapın bir referandum da, abesle nasıl iştigal ettiğinizi bir görün.

Ne mutlu Türk’üm diyene. Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun.